Dişte Gutta Ne Demek? Siyaset Biliminin Güç ve Kurumlar Aynasında Bir Metafor
Bir siyaset bilimci olarak toplumun diş yapısına benzer bir şekilde örgütlendiğini sıkça düşünürüm. Tıpkı bir dişin içini dolduran gutta maddesi gibi, toplumsal düzenin de görünmeyen ama bir arada tutan bir özü vardır. “Dişte gutta ne demek?” sorusu ilk bakışta tıbbi bir mesele gibi görünse de, aslında siyaset bilimi açısından son derece derin bir iktidar metaforu içerir. Çünkü gutta, kökü dolduran maddedir; yani hem içi görünmeyen hem de sistemi ayakta tutan bir yapıdır. Tıpkı ideolojilerin, kurumların ve vatandaşlığın toplumu bir arada tutması gibi.
Gutta: Görünmeyen Gücün Anatomisi
Diş tedavisinde kullanılan gutta, kök kanalını doldurarak dış etkenlere karşı koruma sağlar. Peki, siyasal yapılarda bu “gutta” neye denk gelir? Devletin ideolojik omurgası diyebiliriz. Bir devletin kurumları — yasama, yürütme, yargı — dişin sert tabakası gibidir; ama onların içinde, görünmez biçimde işleyen, rejimi ayakta tutan şey gutta gibi bir ideolojik dolgudur.
Bu ideolojik dolgu, vatandaşın bilinçaltında işler. İnsanlar farkında olmadan “normal” saydıkları düzenin parçası olurlar. Bu durumda şu soruyu sormak gerekir: Gutta’yı kim yerleştiriyor? Kimin ideolojisi, hangi araçlarla toplumun sinir uçlarına kadar işliyor?
İktidarın Kök Kanalı: Gücün Görünmeyen Akışı
Michel Foucault, iktidarın sadece baskı değil, aynı zamanda üretici bir güç olduğunu söyler. Dişin köküne kadar uzanan gutta, tıpkı bu güç gibi, sistemin her damarına işler ama gözle görülmez. Bir ülkenin politik düzeni, yalnızca anayasalarla değil, görünmeyen bu “gutta”larla da ayakta durur.
Modern devletin “gutta”sı, kurumlara sızmış ideolojidir. Eğitim politikalarında, medya dilinde, hatta günlük konuşmalarda bile bu dolgunun etkisi hissedilir. Bu nedenle siyaset bilimi, sadece kurumları değil, bu kurumların içine sızmış mikro iktidar ağlarını da inceler.
Soru şu: Toplumsal düzenin kök kanalı temiz mi? Yoksa çürük ideolojilerle dolup taşmış durumda mı?
Kurumlar: Toplumun Diş Minesi
Bir dişin dış yüzeyi, gutta kadar derin olmasa da hayati önem taşır. Aynı şekilde siyasal kurumlar da toplumun görünür yapısını oluşturur. Parlamento, belediyeler, sivil toplum örgütleri… Bunlar, dışarıdan bakıldığında sağlam görünen bir düzenin yüzeyidir. Fakat içerideki gutta — yani ideolojik dolgu — adaletsiz veya tek yönlü ise, bu kurumlar zamanla işlevsizleşir.
Kurumların çürümeye başlaması, tıpkı kök kanalında iltihap oluşması gibidir. Devlet mekanizmasının yeniden tedavi edilmesi, toplumun köklerinden başlayan bir reform süreci gerektirir. Bu da yalnızca teknik değil, etik bir yeniden inşa anlamına gelir.
Erkeklerin Stratejik Gücü, Kadınların Katılımcı Duyarlılığı
Siyasal teoride erkek ve kadın perspektiflerinin birleşimi, bir sistemin sağlıklı işlemesi için elzemdir. Erkek egemen siyaset, strateji ve güç odağı üzerine kuruludur; karar mekanizmasını sıkılaştırır, kontrolü elinde tutar. Ancak bu bakış, çoğu zaman demokratik katılımı daraltır.
Kadın perspektifi ise, toplumu bir diş gibi bir arada tutan gutta’nın esnekliğini temsil eder. Demokratik etkileşim, empati, katılım ve dayanışma gibi değerler, bu perspektifin merkezindedir. Gerçek bir siyasal denge, bu iki bakışın harmanlanmasıyla mümkündür: stratejik akıl ile duygusal derinliğin, güçle şefkatin buluştuğu yerde.
Peki, modern devletlerin “gutta”sı ne kadar kapsayıcı? Kadınların sesi bu dolgunun içine işleyebiliyor mu, yoksa sistem hâlâ eski kök kalıplarla mı dolu?
Vatandaşlık: Devletin Köklerine Dolan Kimlik
Vatandaş, devletin “kök kanalındaki” en hassas dokudur. Ne kadar eşit, ne kadar özgür ve ne kadar bilinçli olursa olsun, gutta’nın niteliği bu kimliği doğrudan etkiler. Devletin ideolojik dolgusu tek yönlüyse, vatandaş da tek tip olur. Ancak çoğulcu, katılımcı ve eleştirel bir gutta — yani ideoloji — yerleştirilirse, vatandaşlık bilinci de güçlenir.
Bir toplumun demokratik seviyesi, yalnızca seçimlerle değil, vatandaşın düşünme biçimiyle ölçülür. Peki, biz kendi dişimizin içindeki gutta’yı tanıyor muyuz? Yoksa o dolgunun kimin eliyle yerleştirildiğini hiç sorgulamıyor muyuz?
Sonuç: İdeolojik Tedavi Mümkün mü?
“Dişte gutta ne demek?” sorusu, aslında siyaset biliminin en temel sorusunu yeniden sormamıza vesile olur: Gücün özü neyle dolduruluyor? Eğer bu öz şeffaf, demokratik ve katılımcı değilse, toplumun sinir sistemi acı sinyali vermeye başlar. O zaman kök tedavisi kaçınılmazdır.
Devletin iç yapısı, tıpkı bir diş gibi hem kırılgan hem dayanıklıdır. Gerçek reform, sadece yüzeyi cilalamakla değil, kök kanallarındaki gutta’yı değiştirmekle mümkündür. Siyaset, diş hekimliği kadar hassas bir iştir — çünkü her yanlış dolgu, geleceğin çürümesini hazırlar.
O halde sizce: Kök kanalımızda hangi ideoloji var? Ve bu gutta, bizi iyileştiriyor mu, yoksa sessizce çürütüyor mu?